Merhaba seyahat severler! Bu kez sizlere 21 Temmuz 2023’te ziyaret ettiğimiz Türkiye’nin gizli cennetlerinden biri olarak bilinen Gölyazı’dan bahsedeceğim. Ağlayan çınarı ve minyatür evleriyle, uçsuz bucaksız seyir keyfi sunan gölü.. Küçük ve tarihi bir belde olan Gölyazı, Bursa’nın güzelliklerine yeni bir boyut kazandırıyor. Hem tarih kokan sokaklarıyla hem de gölüyle sizi büyüleyecek bu yerde geçirdiğim unutulmaz bir günü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gölyazı’nın mistik atmosferi


Keşfe çıkarken Uluabat Gölü’nün huzur dolu sularında kaybolacak, Ağlayan Çınar’ın dokunaklı hikayesine tanıklık edeceksiniz. Türkiye’nin gizli cennetlerinden biri olan Gölyazı, tarihi ve doğal güzellikleriyle sizi büyüleyecek. Lezzet dolu molasını unutmayın; Gölyazı’nın yerel restoranları, damak zevkinize unutulmaz bir yolculuk yaşatacak. Türkiye’nin kalbindeki bu benzersiz destinasyon, sizleri aşkın ve hüznün bir araya geldiği bir dünyaya davet ediyor.

Tarih ve Doğanın Buluştuğu Nokta

Gölyazı, Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı bir belde. Ancak, küçük boyutlarına rağmen, tarihi ve doğal güzellikleriyle büyük bir izlenim bırakıyor. Özellikle Osmanlı dönemine ait taş evleri, daracık sokakları ve bembeyaz badanalı duvarlarıyla Gölyazı, adeta zamanın durduğu bir yer gibi hissettiriyor.

Beldenin en dikkat çeken noktalarından biri, Uluabat Gölü. Bu doğal göl, beldeye adeta bir huzur kaynağı oluşturuyor. Sessiz suları ve etrafını saran yeşilliklerle çevrili manzarasıyla Uluabat Gölü, fotoğrafçıların ve doğa severlerin ilgisini çekiyor. Göl kenarında yürüyüş yapabilir, kuğuların sakin sular üzerinde süzüldüğü manzaraya tanıklık edebilirsiniz.

Gölyazı’nın Lezzet Durakları

Gölyazı gezisi sırasında mutlaka uğramanız gereken yerlerden biri de beldenin yerel lezzet durakları. Osmanlı mutfağından esinlenen restoranlar varsayımında gittik ancak, rakı balık resturantların’dan başka hiç bişe yok.. Bir iki tane sosyal medyanın övdüğü mekana uğradık temmuz ayı 35c sıcak klima yok.. Vasat denilebilecek bir durum o yüzden lezzet durakları biraz patates geldi bana.. Organik bir pazar satışı biraz bize moral oldu pembe harika steak domatesler satıyorlar kg 9tl civarıydı.. Marketlerde 40tl iken..

Gölyazı’nın Ağlayan Çınarı

Gölyazı, sadece tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda mistik öyküleriyle de bilinen bir belde. Bu öykülerden biri de Gölyazı’nın simgesi haline gelmiş olan “Ağlayan Çınar.” Bu yaşlı çınar ağacının ardında saklı olan hikaye, sizi hem etkileyecek hem de düşündürecek türden.

Bir Çınarın Hüzünlü Hikayesi

Gölyazı’nın merkezinde, taş sokakları ve tarih kokan atmosferi içinde yükselen bu devasa çınar ağacı, yıllardır beldenin sembolü olmuştur. Ancak, adını “Ağlayan Çınar” olarak alan bu ağacın ardında hüzünlü bir hikaye yatmaktadır.

Efsaneye göre, bu çınar ağacı, bir zamanlar Gölyazı’da yaşayan genç bir kızın aşkına karşılık bulamayarak kalbi kırık bir şekilde yaşamına veda etmesine tanıklık etmiştir. Genç kızın gözyaşları, mezarından doğan bu çınara dönüşmüş ve o günden beri ağlamaya devam etmiştir.

Gölyazı halkı, çınarın yapraklarının düşerken sanki gözyaşı gibi yere düştüğüne inanır. Özellikle bahar aylarında bu manzara, çınarın dallarındaki yeşilin arasında bembeyaz incilerin süzüldüğü gibi görünür. Bu doğal şaheser, aynı zamanda genç kızın anısını yaşatmak adına bir tür anıt olarak da görülmektedir.

Aşkın ve Hüznün Simgesi

Gölyazı’nın Ağlayan Çınarı, aşkın ve hüznün simgesi haline gelmiştir. Yıllar geçse de, çınarın dallarındaki ince dokunuşlar ve mevsimlere göre değişen gözyaşı benzeri manzara, ziyaretçileri etkilemeye devam etmektedir. Bir yanda doğanın ihtişamı, diğer yanda ise derin duyguların anlatıldığı bu çınar ağacı, Gölyazı’nın ruhunu yansıtmaktadır.

Eğer Gölyazı’ya yolunuz düşerse, Ağlayan Çınar’ın altında bir an olsun durun. Belki de çınarın hikayesi size, aşkın ve hüznün bir arada yaşadığı gerçek dünyanın ne kadar dokunaklı olduğunu hatırlatacaktır. Gözyaşları arasında saklı tarih, bu küçük beldeye apayrı bir güzellik katıyor.

Sessiz sedasız bir köşede duran Aziz Panteleimon Kilisesi. Buradan bahsetmeden geçemiyeceğim kültür evi gibi dursada yılda bir kez hristiyanları ağırlayan aktif bir klise. Sandalyelerine kadar hazır bekleyen beldede hiç bir kurum veya kuruluşta sakatlar için bir asansör olmaz iken, camiide dahi böyle birşey yok ancak Aziz Panteleimon klisesinde hepsi mevcut. Osmanlı zamanında klise depremden dolayı yıkılmış ve padişahlıktan destek ve yardım alarak tekrardan günümüzdeki halini almış..


Gölyazıya gittiğinizde uğramayı unutayın!



Gölyazı ve Uluabat Gölü Gezisi İçin Pratik Bilgiler

Eğer Gölyazı’yı ziyaret etmeyi düşünüyorsanız, mutlaka son baharda gidilmeli yazın çok sıcak ve mekanlarda belirtiğim gibi bizim ziyaret ettiğimiz mekanlarda klima yok..

Gölyazı kayıf keyfi için 150 ila 300 TL gözden çıkarmak gerekiyor. Neden fiyat aralığı verdiğimi merak ediyorsanız. Pazarlık yapmanız lazım bir standart yok biri 150 TL gel derken digeri 300 kardeşim bizde tribinde.. Pazarlık ile 200 TL 15 dk süren gölün iç kıyılarından 3 4 km tur atabiliyorunuz. Bence at hırsızlarını saymaz isek gayet güzel. Kuşlar, doğa, gölün mistik duruşu ve sessizlik güzel bir ortam yaratıyor.

Gezinizin daha keyifli olması için bazı pratik bilgileri göz önünde bulundurabilirsiniz. İlk olarak, mevsime göre kıyafet seçimi yapmak önemli; soğuk kış günlerinde, tarih kokan sokaklarda keyifli bir yürüyüş yapabilirsiniz, ancak sıcak yaz günlerinde göl kenarında serinleyebilirsiniz.

Ayrıca, beldenin tarihi ve kültürel zenginliklerini daha yakından keşfetmek için rehberli turlara katılabilirsiniz. Böylece, Gölyazı’nın derinliklerine inerek unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.

Gölyazı ve Uluabat Gölü, sadece Bursa’nın değil, tüm Türkiye’nin keşfedilmeyi bekleyen gizli cennetlerinden biri. Doğanın sakinliği, tarihin izleri ve lezzet dolu anılar için Gölyazı’yı listenize eklemeyi unutmayın!